Türkiye’de Enerji Arzı ve Enerji Politikası
Arz güvenliği genel olarak; enerjinin çeşitli kaynaklardan güvenilir, temiz, sürekli ve ihtiyaca cevap verecek nitelikte yani yüksek verimlilikte üretilip kullanılmasıdır. Bu bağlamda Türkiye’nin kaynağına göre üretim miktarlarının 2018 verilerini aşağıdaki tabloda görmekteyiz. (Şekil-A)
04.08.2018 Cumartesi |
||||
İthal |
Fosil |
279.908.370 |
%29,53 |
|
İthal |
Fosil |
İthal Kömür |
199.770.160 |
%21,07 |
Yerli |
Yenilenebilir |
190.326.390 |
%20,08 |
|
Yerli |
Fosil |
Taş Kömürü ve Linyit |
123.879.090 |
%13,07 |
Yerli |
Yenilenebilir |
102.519.850 |
%10,81 |
|
Yerli |
Yenilenebilir |
24.562.410 |
%2,59 |
|
Yerli |
Yenilenebilir |
17.317.980 |
%1,83 |
|
Yerli |
Yenilenebilir |
Biyogaz |
5.641.360 |
%0,60 |
İthal |
Fosil |
Fuel-Oil ve Nafta |
4.027.000 |
%0,42 |
(Şekil-A)
Bugün ülkemizde enerji üretimini çeşitlendirmek amacıyla yatırım çalışmaları devam etmektedir. Türkiye’nin genel çerçevede uzun vadeli enerji politikası üç maddede sıralanmaktadır:
- Yenilenebilir enerji kaynaklarının maksimum kullanılması (güneş, rüzgar, hidrolik santraller)
- Türkiye’nin enerji koridoru ve merkezi haline gelmesi (kuzey-güneye, doğu-batı arası enerjinin transfer edilmesi ve doğalgaz boru hatları) (Şekil B)
- Mevcut yerli fosil yakıtlarının değerlendirilmesi (kömür vb.)
Enerji arz güvenliği açısından bu politikanın sürdürülmesi ülkemiz için elzemdir.
Bu çerçevede, Türkiye’nin bir enerji koridoru olması, ülkenin stratejik konumunu pekiştirecek ve komşu ülkeler ile ilişkilerimizde denge unsuru olacaktır. Kaynaklarına göre üretim miktarlarının çeşitliliğine baktığımızda, %51 oranında dışa bağımlılık gözlenmektedir. (doğalgaz ithalatı, kömür, petrol) Enerji üretimimizin yaklaşık %30’u yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmektedir. Fakat burada yine enerji santrallerinin kuruluşunda ithal ürün miktarı oranı yaklaşık %70 dolaylarında (güneş panelleri, rüzgar türbinleri, su türbinleri v.s) Dolaylı da olsa yine bir dışarıya bağımlılık söz konusu.
Aslına bakıldığında dünyadaki birçok ülke aynı durumda, bu durumu iyi yönetip gelecek planlaması yapacak ülkeler büyük bir avantaj elde edecekler. Geldiğimiz noktada tüm ülkeler arz güvenliği adına çeşitlendirme yapmak zorunda.
Petrolün veya doğalgazın senin ülkende olmasının çok da önemi yok eğer onu yerli teknolojiyle ve ekonomik bir şekilde kullanılır hale getiremiyorsan. 40 birime mal ettiğin bir ürünü rekabet ortamında 30 birime satmak zorunda kalırsan bu senin için negatif etki yapacaktır. Petrol ve doğalgazı yerli teknoloji ile ekonomik bir şekilde kullanılır hale getiremezseniz, ülkenin sahip olduğu kaynakların bir önemi kalmıyor.
Gelinen noktada teknoloji üreten ülkeler fosil kaynakları olmasa dahi, enerjiye yön verecek ve şekilendirecektir.
Özet olarak; bir ülkenin güneşlenme süresinin çok uzun olması veya fosil yakıt kaynaklarının zengin olması elbette önemli ancak daha da önemlisi bu kaynakların doğru ve yerli teknoloji ile üretilip, işletilmesidir.